Karbon Ticaretinin Geleceği
- İlayda İrem Mumcu
- 1 Tem 2024
- 5 dakikada okunur

Dünyanın her köşesinde iklim değişikliği ve çevresel sorunlarla mücadele için çeşitli politikalar ve mekanizmalar geliştirilmektedir. Bu mekanizmalardan biri olan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle ekonomik teşvikler yaratan bir yaklaşımdır.
Dünyanın en büyük emisyon ticaret sistemi olan AB Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS), 2005 yılında bir pilot dönemle başlatılmış ve şu an 2021-2030 dönemini kapsayan dördüncü aşamasında yer almaktadır. Bu sistem, enerji, sanayi tesisleri ve havacılık sektörlerindeki sera gazı emisyonlarını belirlenen üst sınırlarla sınırlayarak azaltmayı hedefleyen bir "cap and trade" mekanizmasıdır. Üst sınır, emisyon izinleri (EUA) olarak bölünmüş olup, bir EUA bir ton CO2 eşdeğeri emisyonu temsil eder. Her yıl piyasada ticarete sunulan tahsisat miktarı sınırlıdır ve yıllık olarak azaltılır.
AB ETS'nin Aşamaları
Birinci Aşama (2005-2007): Öğrenme süreci olarak kabul edilip, tahsisatların çoğu ücretsiz dağıtılmıştır.
İkinci Aşama (2008-2012): Ücretsiz tahsisatlar %90 oranına düşürülmüş ve üst sınır 2005'e kıyasla %6,5 daha düşük uygulanmıştır.
Üçüncü Aşama (2013-2020): Emisyonlar için üst sınır AB genelinde belirlenmiş, enerji sektörüne ücretsiz tahsisatlar kaldırılmıştır. Elektrik üreticileri tüm tahsisatları satın almak zorunda kalmıştır.
Dördüncü Aşama (2021-2030): Üst sınır, yıllık %2,2 lineer azaltma faktörü ile her yıl azaltılmaktadır. Tahsisat dağıtımında ana yöntem olarak açık artırma belirlenmiştir.
Sistemin Ana Çalışma Prensibi

ETS, hükümetlerin belirli bir bölgedeki sera gazı emisyonlarını sınırlamak amacıyla oluşturduğu bir pazar mekanizmasıdır. Bu sistemde, belirlenen toplam emisyon limiti ("cap") dahilinde firmalara emisyon izinleri ("allowance") tahsis edilir.
AB ETS, işletmelere esneklik sağlamak amacıyla ikincil piyasada işlem yapma hakkı tanır. Firmalar düşük fiyattan aldıkları tahsisatları, emisyonları azaldıkça ellerinde fazladan kalan sertifikaları piyasa fiyatından satabilirler. Bu şekilde finansman imkanı yaratılır ve emisyon azaltımı için yatırım yapmaları teşvik edilir.
Karbon Kaçağı ve Önlemler
Karbon kaçağı riskini bertaraf etmek için bazı sektörlere ücretsiz tahsisatlar verilir. AB ETS'nin dördüncü döneminde, yüksek karbon kaçağı riski taşıyan sektörlere ücretsiz tahsisatlar verilmeye devam edilmektedir. Ayrıca, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) oluşturularak, belirli ürünler için ithalatlarda karbon düzenlemeleri uygulanmaktadır.
Gelirlerin Kullanımı
AB ETS'den elde edilen gelirler, yeşil dönüşümü desteklemek amacıyla özel fonlara aktarılır. İnovasyon Fonu ve Modernizasyon Fonu gibi yapıların finansmanı artırılarak, yenilikçi teknolojilere ve enerji sisteminin modernizasyonuna daha fazla kaynak sağlanır.
AB ETS Kapsamındaki Faaliyetler:
2003/87/EC sayılı Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi Direktifi, sera gazı emisyonlarını azaltmak için önemli bir araçtır. Direktifin Ek-1'i, ETS kapsamına giren faaliyetleri ve sera gazlarını listeler.
ETS kapsamına giren faaliyetler, aşağıdaki sektörleri kapsar:
Enerji üretimi: Kömür, doğalgaz ve petrol gibi fosil yakıtlardan elektrik ve ısı üreten tesisler.
Sanayi: Demir-çelik, çimento, kâğıt, kimya ve petrokimya gibi sanayi tesisleri.
Havacılık: Avrupa Birliği hava sahasında uçuş yapan tüm ticari uçaklar.
Ek-1'de listelenen sanayi tesislerine ilişkin faaliyetlerin bir kısmı, belirli eşik değerlerin üzerinde kalması halinde ETS kapsamına dahil edilir. Örneğin:
Petrol rafinasyon tesislerindeki yanma ünitelerinin toplam derecelendirilmiş termal girişinin 20 MW'ı aşması
Demir veya çelik üretiminde saatte 2,5 tonu aşan kapasite
İkincil alüminyum üretiminde yanma ünitelerinin toplam derecelendirilmiş termal girişinin 20 MW'ı aşması
Çimento klinkeri üretiminde rotary fırınlarda 500 ton/gün veya diğer fırınlarda 50 ton/gün kapasiteyi aşması
Avrupa Yeşil Mutabakatı, SKDM ve AB Emisyon Ticaret Sistemi
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği'nin 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini içeren kapsamlı bir iklim ve çevre politikasıdır. Bu mutabakat çerçevesinde, ETS önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ise, karbon kaçağını önlemek ve Avrupa'daki karbon fiyatlandırma sistemine uyum sağlamak amacıyla ithal edilen ürünlere karbon vergisi getirilmesini içerir. Bu iki mekanizma, Avrupa'da karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik entegre bir stratejinin parçalarıdır.

Demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen gibi sektörlerden ithal edilen ürünler SKDM kapsamına dahil edilmiştir. İthal edilen ürünlerin karbon ayak izine göre, AB'de üretilen ürünlerle aynı karbon fiyatına denk gelecek bir "karbon ücreti" tahsil edilecektir. SKDM 2026'dan itibaren kademeli olarak uygulamaya konulacak ve 2030'da tam olarak faaliyete geçecektir.
Ulusal ETS Sistemimiz ve İklim Yasası
Türkiye, henüz kendi ulusal ETS sistemini hayata geçirmemiştir. Ancak, emisyon ticaret sistemi kurulması yönünde çalışmalar ve pilot projeler bulunmaktadır. Bu çalışmalar, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum çabaları çerçevesinde hız kazanmıştır. 2021 yılında taslağı kamuoyuna sunulan İklim Değişikliği Kanunu'nun 2024 yılı içerisinde çıkarılması beklenmektedir.
İklim Yasası’nın; Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik ulusal hedefler ve stratejilerini belirlemesi, emisyon ticaret sistemi gibi ekonomik araçları kurması, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmesi ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarına hız kazandırması planlanmaktadır.

AB ETS ve Karbon Vergisi Karşılaştırması
Karbon vergisi, bir hükümetin her bir ton karbondioksit emisyonu için sabit bir ücret belirlediği bir vergilendirme yöntemidir. AB ETS ise bir piyasa mekanizmasıdır ve emisyon izinlerinin fiyatı arz ve talebe göre belirlenir.
Her iki sistem de sera gazı emisyonlarını azaltma amacına hizmet eder, ancak yöntem ve uygulama şekilleri bakımından farklılık gösterir. Uygulanan ülkenin ekonomik yapısı, sektörlerin özellikleri ve çevresel hedefler doğrultusunda bu sistemlerden biri veya her ikisi birden kullanılabilir.
Karbon Piyasa Fiyatı
AB Emisyon ticaret sisteminde, karbon fiyatı 2020 yılından bu yana 1 Ocak 2020 tarihinden bu yana, karbon fiyatındaki dalgalanmaları görebildiğimiz bu grafikte, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında karbon dioksit emisyonları için ton başına ödenen fiyatların zaman içindeki değişimi gösterilmektedir.
Grafin sağ köşesinde görüldüğü üzere, 27 Haziran 2024 itibarıyla karbon fiyatı ton başına 66.67 Euro’ya kadar düşmüştür. Grafikte genel olarak, karbon fiyatlarının 2020'den 2024'e kadar olan dönemde belirgin bir artış trendi izlediği görülmektedir. Bu durum, AB'nin karbon emisyonlarını azaltma konusundaki kararlılığını ve bu politikanın piyasa üzerindeki etkisini yansıtmaktadır.

Bazı dönemlerde karbon fiyatlarının düşmesinin veya artmasının, yalnızca arz-talep kaynaklı değil; ekonomik dalgalanmalar, politika değişiklikleri ve küresel iklim hedeflerinden kaynaklı olduğu aşikardır.
Karbon fiyatlarının uzun vadede artması, karbon azaltım teknolojilerine ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları teşvik etmektedir. İşletmeler ve hükümetler, daha yüksek karbon fiyatlarına hazırlıklı olmalı ve emisyon azaltım stratejilerini buna göre planlamalıdır.
SKDM’nin İhracatımızın Üzerindeki Olası Etkisi
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’na göre, Karbon vergisinin uygulanmaması durumunda, özellikle 2032 yılı için AB’ye yapılacak ihracatta ciddi bir maliyet artışı öngörülmektedir. Karbon fiyatının 2032 150 Euro/ton CO2 seviyesine yükselmesi, yıllık 2,5 milyar Euro maliyete yol açacaktır.
Türkiye'de uygulanacak daha düşük karbon vergisi senaryolarında, maliyetler önemli ölçüde düşmektedir. Örneğin, 20 Euro/ton CO2 vergi ile 2027 yılında maliyet 56 milyon Euro'ya düşerken, 50 Euro/ton CO2 vergi ile 2032 yılında maliyet 1,08 milyar Euro olarak hesaplanmıştır.

2032 yılında Türkiye'de karbon vergisi uygulanmadığı ancak SKDM sertifika ücretinin uygulandığı bir senaryoda, Türkiye'nin AB'ye ihracatının %3 oranında düşmesi beklenmektedir.
En fazla maliyet artışının demir-çelik, çimento ve kimyasal ürünler sektörlerinde yaşanacağı öngörülmektedir. Bu, bu sektörlerin yüksek karbon emisyonlarına sahip olmaları ve dolayısıyla karbon vergisinden daha fazla etkilenmeleri ile açıklanabilir.
Sonuç
AB ETS, sera gazı emisyonlarını azaltma hedefiyle işletmeleri teşvik eden ve esneklik sağlayan bir sistemdir. Ücretsiz tahsisatlar ve SKDM gibi mekanizmalarla karbon kaçağı önlenmeye çalışılırken, elde edilen gelirlerle yeşil dönüşüm desteklenir. 2023 yılında yapılan revizyonlarla ETS daha etkin hale getirilerek, AB'nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerine ulaşması amaçlanmaktadır.
Emisyon Ticaret Sistemi, karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle oluşturulan etkili bir pazar mekanizmasıdır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve diğer uluslararası çabalarla entegre olarak, küresel ısınmayı sınırlamak ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için önemli bir araçtır. Türkiye'nin de bu sürece dahil olması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük fırsatlar sunacaktır. Emisyon ticaret sistemi, firmaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında kritik bir rol oynayacak ve yeşil dönüşümü hızlandıracaktır. Kaynaklar:
#EmisyonTicareti #KarbonPiyasası #KarbonTicareti #EmisyonAzaltımı #KarbonFiyatı #YeşilMutabakat #ABETS #AvrupaBirliğiETS #ABYeşilMutabakat #SınırdaKarbonDüzenlemesi #TürkiyeEmisyonTicareti #İklimYasası #Türkiyeİklim #TürkiyeKarbonTicareti #İklimDeğişikliği #KarbonVergisi #KarbonFiyatları #KarbonPazarı #KarbonTicaretSistemi #Sürdürülebilirlik #KarbonNötr #TemizEnerji #YeşilEnerji