top of page

Sera Gazı Emisyonları ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıyla İklim Değişikliğine Çözüm Arayışı


Günümüzde, atmosferde biriken sera gazı emisyonları, insanlık üzerinde giderek artan bir tehdit oluşturmaktadır. Bu emisyonlar, küresel ölçekte bir sorun haline gelmiş ve iklim değişikliği adeta kaçınılmaz bir gerçekliğe dönüşmüştür. İnsan faaliyetlerinin doğaya saldığı sera gazları, sadece bireysel ülkelerin değil, tüm dünyanın iklim sistemini etkileyerek, karbon ayak izimizi küresel bir ölçekte bırakmaktadır. Bu bağlamda, sera gazı emisyonları, küresel iklim değişikliğinin başlıca tetikleyicisi olarak ön plana çıkarken, bu sorunun etkileri sadece bir bölgeye veya ülkeye değil, tüm gezegenin iklim dengesine yönelik bir tehdit oluşturmaktadır. Kyoto Protokolü, 1997 yılında düzenlenmiş olup, sera gazı emisyonlarının küresel bir sorun olduğunu ve bu emisyonların herkesi etkileyerek küresel iklim değişikliğine neden olduğunu göz önüne alarak, alınabilecek önlemlerin uluslararası işbirliğini gerektirdiğini vurgulamıştır.



Emisyon ticaret sistemi ve sınırda karbon düzenleme mekanizması (SKDM), karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik çabaları teşvik etmeyi amaçlayan, ancak farklı perspektiflerden gelen iki önemli ekonomik araçtır. İklim değişikliğiyle mücadele stratejilerini geliştirmek amacıyla, genellikle bu iki mekanizma, birbirini tamamlayan veya birlikte kullanılan yaklaşımları temsil eder. Avrupa Birliği Kyoto Protokolü’nden ilham alarak 2005 yılında AB Emisyon ticaret sistemini yürürlüğe girmesini sağlayarak uluslararası düzeyde öncü bir rol oynamıştır. Bu sistem, belirli bir bölgedeki (genellikle ülke düzeyinde) kuruluşların, belirli bir dönem içinde sera gazı emisyonları için izin almalarına izin veren ve sera gazı emisyonlarını belirli bir hedefe ulaşmak için kullanma veya satma hakkını içeren bir piyasa tabanlı bir yaklaşımdır. Bu sistem, sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmak için bir ekonomik teşvik mekanizması sağlar. Kuruluşlar, belirlenen emisyon kotalarını aşmamak için çeşitli stratejiler kullanabilir, bu da daha düşük emisyonlu teknolojilere yatırım yapma veya temiz enerji kaynaklarına geçiş gibi çözümleri teşvik eder.


Diğer bir taraftan AB ETS karbon fiyatları, COVİD-19 pandemisi ile birlikte artış göstererek Mayıs 2021 itibari ile ton başına 50 Avro iken Ağustos 2022’de 98 Avro’ya kadar yükselmiştir. Bununlar beraber, AB iklim hedefini ve karbon ücretleri her geçen gün yükselttiğinden, karbon emisyonu yoğun endüstriler üretim tesislerini daha az katı çevre ve iklim politikaları geçerli olan AB üyesi olmayan ülkelere doğru kaydırmaya başladığı için karbon kaçağı riski sorunu başlamıştır. Avrupa Birliği Komisyonu, karbon kaçağı sorununu engellemek için 14 Temmuz 2021’de Fit for 55 paketini açıklayarak hedeflenen ürün seçiminin ithalatına bir karbon fiyatı koyacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması önerisini kabul etmiştir.


Kaynak: U.S. Energy Information Administration


Sınırda karbon düzenleme mekanizması, bir ülkenin sınırları dışında gerçekleşen karbon emisyonlarına odaklanan bir yaklaşımdır. SKDM, bir ülkenin ithalat ve ihracat faaliyetleri üzerinden hesaplanan sınırda emisyonları değerlendirir ve bu emisyonları kontrol etmek adına ekonomik teşvikler sağlar. Bu mekanizma, emisyon ticaret sistemlerine benzer bir etki yaratır, ancak daha geniş bir perspektife sahiptir ve ETS’nin uluslararası ticareti kapsayacak şekilde genişletilmiş halidir.



Emisyon ticaret sistemi ve SKDM, her ikisi de karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini teşvik etmeyi amaçlar, ancak farklı bakış açılarına sahiptir. Emisyon ticaret sistemi genellikle ulusal sınırlar içindeki emisyonları kontrol etmeye odaklanırken, SKDM sınırlar dışındaki emisyonları ele alır. Bu iki mekanizma birbirini tamamlayabilir; örneğin, bir ülkenin emisyon ticaret sistemi içinde sera gazı azaltma hedefleri karşılanamazsa, SKDM ithalat ve ihracat yoluyla gerçekleşen sınırda emisyonları kontrol etmek adına ek bir düzenleme sağlayabilir. Bu iki mekanizma, küresel düzeyde etkili bir karbon yönetimi stratejisi oluşturmak için bir araya getirilebilir. Bu, hem ulusal sınırlar içindeki hem de sınırlar dışındaki emisyonların kontrol edilmesini ve sürdürülebilir bir iklim politikasının başarılmasını sağlayabilir.


Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, aşamalı bir uygulama ile başlatılacak ve ilk etapta demir-çelik, çimento, gübre, alüminyum, elektrik ve hidrojen gibi yüksek karbon kaçağı riski taşıyan altı sektörün ürünlerini kapsayacaktır. 2021 yılında Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan bir rapora göre; SKDM'nin ilk aşamasında yer alacak olan demir, çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik sektörlerinde, SKDM ile ticareti en çok etkilenecek ülkeler olarak Rusya, Türkiye ve Çin belirlenmiştir.


Kaynak: Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development)


Türkiye’nin %4,16 payla (104 milyar ABD Doları) Avrupa Birliği'nin önemli bir ticari partneri olması ve ihraç edilen ürünler arasında karbon yoğun sektörlerin ürünlerinin büyük bir payı kaplaması, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan etkileneceğinin göstergesidir. SKDM, Türkiye'nin karbon yoğun sektörlerinin küresel iklim hedefleriyle uyumlu hale getirmede önemli bir araç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu mekanizma, sınırda karbon salınımlarını kontrol altına alarak çevre dostu tarım uygulamalarını teşvik etme potansiyeline sahiptir. Sınırda karbon düzenleme mekanizmasını destekleyen bir politika çerçevesi oluşturulmalıdır. Bu çerçeve, karbon yoğun sektörlerde temiz enerji kullanımının artırılması ve enerji verimliliği uygulamaları ile karbon azaltımı ve karbon depolama konularında belirli hedeflere ulaşmasını sağlamalıdır.

 
 
bottom of page